Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayalin kadar varsın.

    Çocuktuk,hayaller kurardık.Olmasa da vazgeçmez,daha fazlasının isterdik.Eşsiz dünyamızda yaşardık sadece sevdiğimiz insanlarla.En mutlu anımızı onlarla yaşar,üzüntümüzü onlarla paylaşırdık.Sonra birden büyümeye başladık.     Okula başladığımızda elimizden almaya başladılar en mutlu anılarımızı,özgürlüğümüzü.Sadece herkesin yaptığını yapmaya planladılar hayatlarımızı.Hayallerle dolu çocukluğumuzu aldılar elimizden ilk önce."Sorgulama" dediler."Bu böyle kabul et."Yok saydılar her şeyiyle seni.Sonra küçüldü dünyalar,içinde bir başına bıraktılar.Ne o çok sevdiğin insanlar kaldı geriye,ne de hayallerle dolu  yaşantın.Gelecek kaygısı düştü içine.Baştan ayağa buna bürüdüler seni de.İşim olsun,evim olsun,arabam olsun derken unuttun kendini.Olmayınca vazgeçmeyi öğrendin.Yeniden deneyemedin hiçbir şeyi.Cesaretini kırdılar.Daha fazlasını istemeye kalkınca güldüler sana, dalga geçtiler.    Bazen inat ettin tüm bunlara.Hırs yaptın.Ya tamamen battın,ya tamamen çıktın.Am

Mutlak güvene dikkat

    Mutlak güven duygusu demiştim de yarım kalmıştı ya hani.Bugün sıra onda galiba.Yazmayayım diyorum kaç seferdir ama yok yani.Bir yere kadar tutabiliyor insan içinde.Şimdiye kadar da çok yorum aldım.Yok efendim ne çok acı çekiyormuşum,yok efendim ne kadar mutsuzmuşum vs.Mutlu olduğum zamanlarda ihtiyaç duymuyorum ki yazı yazmaya.Ha sana çok depresifse şimdiden söyliyim yol yakınken dön.Bu yazıyı okumaktan vazgeç.      Gel gelelim mevzuya..     Şimdiye kadar bir insana ne kadar güvendiniz,ne kadar inandınız veya sonrasında ne kadar yanıldınız?Sizi bilmem ama ben bu konuda sağlam yanılmışım.Hani gerçekten güvendiğim dağlara karlar mı yağdı dedim.Bu aralar bunu sık sık da mırıldanır oldum.     Gerçi hata bizde.Kendimize bile güvenmezsen gidiyoruz bi insana mutlak güven duyuyoruz.Ne gerek var öyle alangirli şeylere oysa.Kapat çeneni,kapat kendini.Otur oturduğun yerde.Meraksız ol azıcık.Tepki ölçme değil mi?Ama yok kaşınmak bizim türde genetik.İstesen de yapamazsın.Sonra "ay

DİKKAT:Rahatsız edici derecede kafiyeli!

    Bazen bir şüphe, bazense bir korku kemirir içini. Ya sen onu bitir, ya o seni. Seçimlerin,seçtiklerin veya yol verdiklerin Yanlışların ve doğruların... Parçaladı mı seni kararların? Kırgınlıkların,kızgınlıkların,mutlulukların Hayal midir,gerçek midir yaşadıkların? Görmezden mi gelmek istersin,gerçekle yüzleşmek mi? Kolaya kaçmak mıdır sana iyi gelen Yoksa zoru başarmak mıdır güçlü hissettiren? Düşüncelerini hapsettin mi derinlere, Kelimelerin yok oldu mu sessizlikte? Keşkelerin kadar var mıdır iyikilerin Anı insanı mı yaptı seni de geçmişin Ya da şuanda benimle  kalmaya ne dersin?

Belirsizlikler bütünü olmasa yaşamak güzel aslında.

           Birkaç saat sonra güneş doğacak, etraf aydınlanacak. Yeni bir gün başlayacak. Kararlar verilecek, doğumlar olacak, ölümler yaşanacak. Kimimizin hayatı değişecek, kimimizin olduğu gibi devam edecek. Birimiz mutluluktan uçarken, birimiz gözyaşlarımızda boğulacağız. Her gün birimizin hayatında olan şeyler ama bugün piyango kimde? Bende? Sende? Yoksa onlarda mı dersin??  Dünün acısı, bugünün ağırlığı, yarının düşüncesi... Yorulduk, yoruluyoruz, yoruyorlar. Yalnızız. İçten içe hepimiz öyleyiz. İstediğimiz kadar kalabalık olsun etrafımız. Düşüncelerinizde boğulurken sadece siz varsınız. Yalnızca siz.             Bazen sadece yaşamak için nefes alıyoruz. Hiçbir şey hissetmeden, duymadan, görmeden. Bedenin bu dünyada olduğunu gösteren tek kanıtın göğsünün inip kalktığını gösteren nefeslerin olacak. Ruhun, aklın isterse bambaşka yerlerde olsun. İnsanlar için oradasındır ve önemli olan da odur değil mi? Vazgeçişlerini ve tutunuşlarını kimse bilmeyecek, görmeyecek. Ka

vol 1255465

   Seni fazla mı yalnız bıraktık dersin?Şu sınavlar bitsin yine çok yazacağım sana.Sadece azıcık daha bekle beni.Küçük de bir tüyo giderken.Konumuz "mutlak güven duygusu."Şimdilik hoşça kal :)

Bugun

Duygular kontrol edilebilir olsaydı kolay olurdu belki her şey.Aklına düşen küçük bir kıvılcımin farkında olmazsin önce.Fark ettiğinde bir ur gibi yayılmıştır aklından kalbine.hatta ve hatta kalbinden ruhunun derinliklerine. Dönüşü olmayan hatalar yapmaya o kadar alismisiz,o kadar kırmış ve kirilmisizdir ki yeni adımlar atarken hep beklediğimizden kacirmisizdir.Ya dönmekten korkmusuzdur veyahut donememekten.Gitmek gibi kalmak da bir secimken biz genelde gitmeyi tercih etmisizdir. Yorgunlugumuzun bizi dizginledigi kadar durabilmis,hissedebildigimiz kadar ilerlemisizdir. ne dunde kalabildik ne yarını gorebildik.Sadece bugün de kalmak dileğiyle. İyi geceler.

Hani olur ya.

   İki yolun vardır.Birini seçmek zorundasındır.Ama bir türlü yapamadığın seçimler yüzünden ikisini de seçmeye cesaret edemezsin.Ne istediğini bilmen gerekirken bildiğin tek şey hiçbir şey bilmediğindir."Bir karar vermem lazım" dedikten hemen sonra, ondan vazgeçip bir adım daha geriye gidersin.İleri gitmen gerekirken senin her karar aşaman seni bir adım daha geriye götürür.Bu yüzden kimileri ilerlerken kimileri geriye giderler ve tekrar tekrar aynı şeyi yaşarlar.Fazlasıyla da yıpranırlar.     Bulundukları her durum gözlerinde büyür,dertlenirler,sıkıntıdan depresif mod durumundan kurtulamazlar.Hayati bir konuda karar vermek elbette zordur ancak, en basit konularda karar verememek büyük sıkıntıdır.Gideceksindir veya gitmeyeceksindir.Ama gelin görün ki bu sizin için dünya meselesi halini alır.Beyninizde çıkan karar savaşı o kadar yoğun yaşanır ki en sonunda hiçbir şey yapmadan öylece beklersiniz.     Hani olur ya.Siz duran bir arabanın içindesinizdir.Yanınızdaki bütün araba

Yıldım,bıktım,bunaldım.Alın beni bu dünyadan

     13 Mart 1995'te başladı hayat denilen olay.Şuan bakınca keşke hiç başlamasaymış diyorum.O tarihten itibaren hep fail olmaya programlanmış gibiyim.Ne yaparsam,ne söylersem,kime inansam,kime güvensem,ne amaçlasam,kimi sevsem hep yanlış oldu.Hep yanlış olaylar silsilesi içinde bugüne geldim.Bir şekilde devam ettim ama şuan kendimi o kadar başarısız,o kadar mutsuz hissediyorum ki...       Hep nerede hata yaptığımı sorgulamaktan bıktım.Sorguladığıma da değmiyor çünkü çözümüm yok.Sorunlar çok,çözümler yok.Boşluğa düşünce sarıldığım insanlar da hep beni bırakan cinsten.Bazen o kadar bunalıyorum ki döktüğüm gözyaşının haddi hesabı yok.Arayan soran yok.Sizi merak eden bir arkadaşınız bile olmuyor bazen.Gelince hepsi geliyor,gidince hepsi gidiyor.     Yıldım,bıktım,bunaldım.Alın beni bu dünyadan.

İnsan sorunsalı 1

       İnsanlar biriktiriyoruz.Karakteri,tipi,huyu birbirinden farklı, çeşit çeşit insanlar alıyoruz hayatımıza.Herkesten bir şeyler öğrenmeye çalışırken kendimizi unutuyoruz o sırada.Nabza göre şerbet misali,insanına göre davranış sergiliyoruz.Ona göre seçiyoruz kullandığımız cümleleri.Sonra bir bakıyoruz ki siz olmayan bir siz yaratmışsınız fark etmeden.Yakanıza yapışan,sildikçe bulaşan,iz bırakan özellikleriniz arasında boğuluyorsunuz.O yüzden sizi siz yapan özelliklerinize sahip çıkın.Kimse için kendinizden vazgeçmeyin.        

İki ucu boklu değnek vol.1

      İnsanlar üzülmesin diye kendimizi üzüyoruz.Bir insanı ne kadar çok severseniz,onu kaybetme korkunuz o kadar fazla oluyor.Bunu sadece sevgili olarak düşünmeyin,bu en yakın arkadaşınız için de geçerli olabilir.Zor bir gün beni bekliyor bugün...Ya yeniden bir kopuş olacak arkadaşlık ilişkilerinde veya araya girecek bir takım atar,trip tarzı şeyler!        Gazamız mübarek ola!

Sorular mı cevapları doğurur,cevaplar mı soruları?

Resim
    Gün bitip herkes köşesine çekilince yeni bir gün başlar benim için.Sessizliğin hakim olduğu ortamda,belki yalnız kalmamak için belki de sırf havaya girmek için şarkıdan şarkıya atlarım.Bir yazıyı yazarken değişik müziklerle, değişik düşüncelere dalarken, değişik hislerle zamana bırakıyorum kendimi.    Aslında hepimiz zamana bırakıyoruz kendimizi.Bazen bir yıl öncesine, bazen bir gün öncesine... Hatta ve hatta bir dakika öncesine özlem duyabiliyoruz.Güzel günleri,güzel insanlarla geçen zamanları arıyoruz.Keşke o zaman fark edebilseydim da uzatsaydım o anı diyoruz.    Geçmişe özlem duyduğumuz kadar geleceğe de duyuyor muyuz dersiniz?Gelecek güzel olacak mı?Mutlu musunuz veya olacak mısınız? Sonunu,cevabını bilmediğiniz bir şeye başlamak ister miydiniz? Susturmaya çalıştınız mı içinizdeki sesi,beyninizdeki düşünceyi?Her şeyi boşvermek istediniz mi?Ya da akışına bırakmak diye tabir ettiğimiz iç rahatlatıcı cümleyi kurarak başka sorulardan kaçtınız mı?    Kaçtınız mı diyorum

Güzel duyguların katilleriyiz hepimiz

Resim
    Bazen öyle anlar oluyor ki napıyorum ben diyorsun!Amaçsız,kararsız,değişkenin teki.Bir anda herkesten uzaklaşma isteğiyle doluyorsun.Belki bıkmışlığından kaynaklanıyor belki yorulmuşluğundan.   Ne istediğini bilmez hale geliyorsun.Sonra ne istediğini bilen birileri çıkıyor karşına.Sen daha kararsız,daha amaçsız oluyorsun.Güzel şeyleri görmezden gelebiliyorsun veya onları elinin tersiyle itebiliyorsun.Sen birileri için önem kazanırken onun senin için bir şey ifade etmediğini düşünmek,bilmek,görmek...   Güzel duyguların katilleriyiz hepimiz.Birbirimizle oyun oynayarak verdiğimiz zararların yıkıcılığını,kalıntıları görmeden yok oluyoruz hayatlarımızdan.Terk ediyoruz,terk ediliyoruz.O kalıntılar arasından güzel şeyleri çıkartmaya,yeniden yaşatmaya çalışıyoruz.Hangimiz ne kadar başarılıyız?Hepimizin yaraları var.Her an kanamaya hazırlar.Ve her gelenin yıkıntıları arasında yaşamayı deneyecek,bir şeyleri kurtarmaya çalışacak gücü bulamıyoruz da çoğu zaman.İşte bu yüzden bu kada

İçi rahat

   Eski yazılarımın birinde bahsetmiştim cesaret konusundan.O bir anda gelen deli cesaretinizi yok etmeyin çünkü bir dakika durup düşününce onu yapmayacağımızı biliriz demiştim.Aynen öyle yaptım.O anlık cesareti düşünmeden kullandım.Sonucunu merak ediyorsanız açıkçası yüzümde bir gülümseme olarak kalacak galiba.Ne bir kızgınlık, ne de bir pişmanlık var içimde. Hatta ve hatta İYİKİ YAPTIM!

^.^

Resim

Parça mı bütün mü?

     Parça parça bakınca olaylara, bir sonuca varabiliyorken;bütüne baktığınızda çıkardığınız sonucun doğruluğunu sorguluyorsunuz.Aradaki zamanın genişliği belki de size bunu sorgulatan.Mutlu olmak için parçalara bakarken,kendinizi frenlemek için bütüne bakmanız yeterli galiba.Hele de benim gibi sevincinizi,mutluluğunuzu tepinerek yaşıyorsanız hemen bütüne bakın da sakinleşin.    Kar nedeniyle ertelenen sınavlar bozdu önce moralimi.İzmit'ten bir an önce kaçmak isteyen İmren'i burada kalmaya mecbur ediyorlar diye hayıflandım.Şimdiyse bi gün daha fazla kalsam mı diye düşünüyorum.Kendime göre nedenler buluyorum bunun için.İşte parça-bütün ilişkisi burada devreye giriyor.Parçaya mı bakmalı,bütüne mi ?    İşte bu sorunun yakında öğreneceğim galiba...  

İmren Vol1

    Her gece bir şeyler yazmaya karar verdikten sonra ne yazsam diye düşünmekten başlayamıyorum.Az önce malum kış mevsimindeyiz dedim devamını getiremedim.Final haftası tatil yapan rektörün dünya gündemine nasıl oturduğundan bahsedeyim dedim beni bağlayan bir tarafı yoktu.Ama bu gece bir şey yazacağım kesin yani.Bunları yazarken bir taraftan da neyden bahsetsem diye düşünmeye devam ediyorum. Öhöm!      Madem bloğu açarken İmren'i merak edenler için dedik, o zaman bugün birazcık bahsedelim bir şeylerden.   Etrafımdaki insanlardan biraz değişik düşünüyorum gördüğüm kadarıyla diyerek başlıyorum.Doğal olarak bu halimi yadırgayanlar oluyor.İşin güzel tarafıysa onların yaptıkları da bana değişik geliyor.En basitlerinden bir kaç örnek vererek açıklayayım size.     Hiç tanımadığınız birisiyle konuşmaya çalışmak kolay değildir.İlk cümleyi kurmak,bir şekilde muhabbet etmek falan.Şahsen bunu yaparken fazla rahatım galiba.Aslında bunu yaparken herhangi bir düşünce içerisinde olmuyorum.